Çocuğum,
Sana aşkı anlatamam, seni aşktan koruyamam. Kendini teslim ettiğinde, başı ya da sonu olmayan sonsuzlukta yalnızlığından korkmadığında, aşkın seni korumasına izin verdiğinde anlayacaksın.
Seni bulacak, defalarca ilk defaymışçasına. Seni aşktan saklayamam, kendini aşkta bulacaksın her defasında.
Aşkın seni nasıl bulacağını öğretemem çocuğum. Çünkü seni bulduğunda kendini kaybedeceksin. Aşkta nasıl çift olunur bilemiyorum çocuğum. Onun gözlerinin içine baktığında, dünyada tek olduğunu görme sebebin, aşk. Aşk, yeryüzüne aidiyetini bitirecek.
Aşkın seni ne zaman bulacağını söyleyemem. Aşk, senin nöronlarınla varolan ve kendi gözlerini kapattığında yok olan bir yıldız sistemi. Sana, kendi kusursuz galaksinin uzay zaman sürekliliğinden bahsedemem. Aşk, yörüngedeki tüm gezegenlerinde zamanın bükülmesidir.
Seni aşka alıştıramam ki bu sayede acıtmasın. Mümkün olan en tatlı şekilde acı çektirecek sana. Hayatında sahip olamadığın ancak hiç onsuz olmadığın gölgen gibi en aydınlık yerlerdeki karanlığın olacak.
Aşkın büyüyle ve güzelliği temsil eden her kelimeyle kavuşumuna tanık olanları anlatabilirim sana. Aşıklar biriciktir. Aşk, kendin kadar kişiseldir. Aşık olduğunda, sadece senin vücudunun şekliyle açılan bir kapının anahtar deliğine, gülüşünle yüzünde beliren çizgilerle oturacaksın.
Çocuğum, aşka düşmek, korkusuz bir atlayıştır. Yerçekimiyle bağını yitirirsin. Aşk, ağırlıklarından arınmak, ağrılarından yıkanmak ve kalbinin bir atış sekmesidir. Aşk, aynı hataları yapmak değildir. Doğrular zaten aklına gelmeyecek. Doğru ya da yanlışın olmadığı bir ülkede yuvanın olmasıdır. İçindeki yuvayı başkasında kiralama hissidir çocuğum aşk, sahip olma tutkusu değildir.
30516